Yargı Reformu Paketi Yasalaştı
Özetle bireysel başvuruya kamu gücünün; bir kanuna / usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir uluslararası anlaşmaya yahut düzenleyici işleme dayalı kamu gücü kullanan bir idare tarafından gerçekleştirilen bir uygulamaya karşı hak ve özgürlüklerin ihlallinden bahisle gidilebilecektir. Cinsel kimlik, bireyin kendi bedenini ve benliğini toplumsal cinsiyet kategorilerinden birine ait hissetmesi, daha doğru bir deyişle, kendisini belli eşeylik içinde algılamasıdır. Dişiyi kadın, erili erkek yapan simgesel, davranışsal vb. Buna karşılık, seksüel (cinsel) yönelim ise, kişinin cinsel dürtülerinin yöneldiği objeden yola çıkarak tanımlanmaktadır. Buna göre bireyin duygusal ve/veya cinsel beraberlikler için seçtikleri partnerlerin cinsiyetlerine göre belirlenmektedir. Bu sebeple, eğer kişinin yönelimi karşı cinsiyete ise heteroseksüel, kendi cinsiyetinden birine ise homoseksüel, her iki cinsiyete birden yönelmişse biseksüel olarak adlandırılırlar [7]. Kaynakların nüfusa yetmemesi ve bir takım ekonomik ve sosyal sorunların ortaya çıkması olarak tanımlanan aşırı nüfuslanma[19], hızlı kentleşme ve buna bağlı güvenlik, eğitim, sağlık, altyapı ihtiyacını artırmaktadır. Nüfus artışı ile gelişen kentleşme, sanayileşme, çevre kirlenmesi sorununu ortaya çıkarıp dünyanın sınırlı kaynakları üzerinde artan bir şekilde baskı oluşturarak iklim değişikliğine neden olmakta ve çevresel sürdürülebilirliğe zarar vermektedir. Bu sorun, çevre kirlenmesine yol açmayan sınai üretim faaliyetlerinin yapılmasını gerektirmiş, bu durum ise üretim, yatırım maliyetlerini ve harcamalarını yükseltmiştir[20]. İktidarların vergilerin yönlendirici etkilerinden yararlanmasının tipik bir görünümünü teşkil etmesi bakımından yol vergisi mükellefiyetine getirilen muafiyet hükmü tarihi bir örnektir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir. (3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. (2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir. (10) Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz. (4) Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği TEMEL CEZADAN YARI ORANINDA İNDİRİM UYGULAMAK SURETİYLE yaptırımı belirler. 2576 sayılı bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin kuruluşu ve görevleri hakkında kanun’da değişiklik yapmaktadır. Çoğu zaman severek ve isteyerek başlanılan evlilik sürecinde, eşler bir ömür boyu, hastalıkta ve sağlıkta birlikte olmak üzere söz verirler birbirlerine, Kutsal aile kurumunu yaşatmak için tüm çabalarını ve özverilerini gösterirler. Pek tabidir ki hiçbir evlilik “bir gün gelir boşanırız” diye başlamaz.
Bu kanun bağlamında zinadan anlaşılması gereken, yukarıdaki gibi eşitsiz bir durum değil, hem kadın hem de erkek için, eşi dışında biriyle bir kereye mahsus olsa dahi cinsel birliktelik yaşamaktır. Bunun sonucunda, eşinin zina yaptığını düşünen ve bunu affetmek istemeyen tarafın boşanma hakkını kullanması şeklinde zinaya bağlanabilecek sonuç ise, hukuk devleti olmanın en temel özelliğidir. Her zaman haksız kazanç’ın nedeni kimsenin kimseden haberdar olmadığı denetimsiz alanların mevcut olmasıdır. Buna göre; özel hayatın gizliliği hakkının ihlali; bilgi edinme sürecindeki bazı eylemler yoluyla olabileceği gibi, bu eylemler hukuka uygun olsa dahi elde edilen mali, ticari ya da şahsi bilgilerin / sırların gizliliğinin özenli bir şekilde korunamaması durumuyla da gerçekleşebilir. Vergi yasaları kişilerin mali güçlerini kavrayabilmek için özel yaşamın gizli bölümlerine bir ölçüde de olsa girmek durumundadır. Özellikle vergi incelemeleri esnasındaki bazı eylemler özel hayatın gizliliği hakkını tehdit etmeye elverişli niteliktedir. Maddesindeki aramalı vergi incelemesi bunlardan bir tanesidir. Cinsiyet değiştirmek isteyen transseksüel kimse, evli olabilir. Bu sebeple evli bir transseksüel cinsiyet değiştirebilmek için öncelikle evliliğini sona erdirmelidir. Evlilik boşanma ile sona erer ve boşanma, taraflar için şahsî ve malî sonuçlar doğurur.
Dairesi bir kararı, “…yükümlünün otelinde randevuculuk yapıldığı saptanmışsa, ahlak zabıtası tarafından tutulan zabıt re’sen vergi tarhına esas olur.” şeklindedir. Gerçek ve tüzel kişiler yürürlükte olan hukuk kurallarına uygun olmayan veya söz konusu hukuk kurallarının emrettiği yahut yasakladığı bazı fiil ve davranışların aksi yönünde eylemlerde bulunabilirler. Bahsi geçen eylemler ceza kanunları uyarınca bir suç teşkil edebileceği gibi aynı zamanda vergi kanunları uyarınca bazı sonuçların doğmasına da sebebiyet verebilir. Konuya bu yönüyle baktığımızda akla gelen ilk soru “Ceza Kanunları açısından suç unsurlarını bünyesinde barındıran veya diğer yasal düzenlemeler ile yasaklanmış bulunan bir fiilin aynı zamanda vergi kanunları açısından da bir sonuç doğurması durumunda her iki sonucunda ayrı ayrı vuku bulması, cereyan etmesi mümkün müdür? F) 286 ncı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde talep etmek koşuluyla aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanır. Bu bendin uygulandığı hâlde, cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, 100 üncü madde uyarınca tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilir. Böylece bazı suçların temyiz edilebilmeleri sağlanmıştır. 286 ncı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde talep etmek koşuluyla aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanır.
– 15 yaşını doldurmuş ve kendisine karşı işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olan çocuklara karşı yalnızca cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyebilecek başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar cinsel istismar teşkil eder. Çocuk, fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan yetişkin bireylerden farklı özellikler gösterdiği için, haklarında uygulanacak özel kurallara ve yetişkin bireylerden daha güçsüz konumda bulunduğu için de onlar karşısında korunmaya ihtiyaç duyar. Makul sürenin geçirilmesi gibi yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Tazminat, maddi olabileceği gibi, makul sürenin aşılmasında olduğu gibi manevi de olabilir. Daha önce AHİM kararlarına da konu olan; hataen ödenen KDV’nin iade edilmemesi, kamu yararı ve orantılılık ilkelerini aşan bir müdahaleyle mülkiyet hakkının ihlali olarak kabul edilmiştir.
182/1, hakimin boşanma kararı verirken çocuğun velayet hakkını da karara bağlamasını öngörmüştür. 182/2’nin açık ifadesine göre, hakim velayet hakkını ana babadan birine bırakacaktır. Hakim, boşanmada, velayetin ana babadan hangisine bırakılacağına veya her ikisinden alınıp, vasi atanması gerektiğine, tüm delilleri değerlendirerek hak ve nesafet kurallarına ve fakat öncelikle “çocuğun yararı”nı göz önüne alarak karar verir [76]. Hakim, durum gerektiriyorsa, velayet hakkını her iki eşten alıp, çocuğa vasi de atayabilir.Velayet hakkının verilmesinde ananın veya babanın öncelik hakkı olmadığı gibi cinsiyet değiştiren eş ile diğer eş arasında da öncelik-sonralık ilişkisi kurulamaz. Eğer cinsiyet değiştiren transseksüel istikrarlı bir hayat sürüyor, çocuğa itina gösteriyor, bakımını ve eğitimini doğrudan yükleniyor, çocukla çok iyi anlaşıyor, oturduğu yer ve çevre çocuğun gelişimine uygun ve çocuğun da cinsiyet değiştirenin yanında kalma yönünde arzusu varsa, çocuğun velayet hakkı bu kişiye bırakılmalıdır. Bu sayede “çocuğun yararı” şartı da sağlanmış olur.Velayetin tevdiinde, eşlerin boşanmada, kusurlu olup olmamaları göz önünde tutulmaz [77]. Cinsiyet değiştirileceği için evlilik birliğinin sona erdirilmesi halinde yukarıda da belirtildiği üzere, cinsiyet değiştirecek eşe atfedilebilecek bir kusur oluşmamaktadır; zaten cinsiyet değiştirecek eşe, bu durum dışında atfı kabil bir kusur varsa bile bu velayet hakkının tayininde dikkate alınmamalıdır; çünkü kusurlu, kötü bir eş, çok iyi bir ana veya baba olabilir [78]. 3444 sayılı Kanun ile 29 uncu maddeye eklenen fıkrada cinsiyet değişikliği için bir deneme süresi öngörülmemiştir. Doktrinde böyle bir sürecin olmaması eleştiri konusu olmuştur.Deneme süresi iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada “hastanın belli bir süreden beri kendisini karşı cinsten hissetmesi ” gerekir.
- 183’te, velayet hakkının ana babadan birine verilmesinden sonra, değişen durumların söz konusu olması halinde velayet hakkı ve çocukla kişisel ilişki kurma konularında yeniden düzenlemeye gidilebileceği hükme bağlanmıştır.
- Ergin olmayan kişi adına velayeten dava açılması ihtimali gündeme gelebilecek İse de, şahsa sıkı sıkıya bağlı hak olması gereken bedenî ve cinsel bütünlüğün bozulmasına ilişkin veli tarafından verilecek bu karar hukuka aykırı olur.
- Tazminat talep eden eşin kusuru, diğer eşin kusuruna kıyasla daha az da olsa, eğer eşin kusuru ağır kusur ise, boşanmada illî olmayan ağır kusur maddî tazminatın indirilmesine sebep olur.
- E) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılır.
Ancak yaptığı iki cümlelik düzenleme ile hukuka aykırılıklara adeta imkan hazırlamıştır. Uygulamadaki sorunları gören kanunkoyucu Medenî Kanun’un tümüyle değiştirilmesi sürecinde cinsiyet değişikliği konusunu tekrar gündemine almış ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 40 ıncı maddesinde cinsiyet değişikliğini yeniden düzenlemiştir. Kanunkoyucu önceki düzenleme hakkındaki eleştirileri de dikkate almış, eksiklerini görmüş ve bunları gidermeye çalışmıştır; fakat ne kadar başarılı olduğu hala şüphe götürmektedir. Cinsiyet değişikliği gibi spesifik bir alanı, genel kanun içerisinde bir madde ile düzenlemek yerine diğer birçok ülkede olduğu gibi özel bir kanun ile, konunun hüküm ve sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde düzenlemek, sorunların çözümünde yerinde ve istikrarlı kararların alınmasını sağlayacak ve ayrıca kanunkoyucunun bu soruna duyduğu hassasiyeti göstermesi açısından da yerinde olacaktı. Tıbbî müdahale, kişilerin bedenî, fizikî veya ruhî bir hastalığını, noksanlığını teşhis ve tedavi etmek veya bu mümkün olmadığı takdirde, hastalığı hafifletmek veya acılarını dindirmek ya da onları böyle bir rahatsızlıktan korumaktır. Bir başka ifadeyle, tıbbî müdahale, nüfus planlaması amacı için, tıp mesleğini icraya kanunen yetkili kimseler tarafından, tıp bilimince genel kabul görmüş kural ve esaslara uygun olarak gerçekleştirilen, en basit teşhis ve tedavi yöntemlerinden başlayarak en ağır cerrahi müdahalelere kadar uzanan her çeşit faaliyettir [21].Cinsiyet değiştirme isteğinde bulunma durumu ruhî bir hastalıktır. Bu anlamda cinsiyete yönelik müdahalelerin yerinde olduğu düşünülebilir.Yukarıdaki açıklamaların ardından cinsiyet değişikliği ameliyatını tanımlamak kaçınılmazdır.
Ancak doktrin ve uygulama belli şartların gerçekleşmesi halinde cinsiyet değişikliği ameliyatlarını tanımış ve nüfus kütüğünde gerekli değişikliklerin yapılmasına izin vermiştir [33]. İktidarlar nüfus artışını sağlamak için ise; ölümlerin azaltılması, yurtdışından ülkeye insan girişi ya da evlilerin kasten düşük yapmasını engellemek ve ailenin kurulması ile nüfus planlaması arasındaki yadsınamaz bağdan hareketle evliliğin özendirilmesi yöntemlerini kullanmışlardır. Bu doğrultuda vergiler kişilerin evlilikten kaçınmasına sebep olmayacak şekilde özendirici ve hatta evlilik yapmayanları cezalandırıcı nitelikte yönlendirici vergi politikaları şeklinde kullanılmıştır[8]. Kamu hizmetlerine hasrolunan finansman kaynağının artmasının sağlanması ya da azalmasının önlenmesi, nüfusta artma veya eksilme eğilimlerini, toplumun yararı uğruna kısmen veya tamamen değiştirmek amacını güden kanunî ve idarî tedbirlerin tümü olarak tanımlanabilecek nüfus politikası ile doğrudan ilgilidir. Maddesi uyarınca matrahı azaltıcı her türlü giderin belgelendirilmesi gerekliliği karşısında; mükellef açısından yasaklanan faaliyete konu harcamanın gider olarak gösterilmesi hem teknik olarak çok zordur, hem de rasyonel bir davranış değildir. Zira yasak faaliyetin suç olması ve belgelendirilmesi durumunda bu belge, anılan suçun ikrarı niteliğinde olacağından yasak faaliyetlerin temini için yapılan harcamaların gider olarak gösterilmesinin pratikte bir faydası da bulunmamaktadır. Maddesi kanunen gider olarak yasaklanmış harcamaları, tahdidi bir listeleme ile belirlemekte olup madde metni kapsamında yasak faaliyetlerin gider kabul edilmeyeceğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Maddesi uyarınca vergilendirilen yasak faaliyetlere konu harcamaların kanunen kabul edilmeyen bir gider olmadığı kabul edilecektir.
Görüldüğü üzere, boşanma süreci eşlerin tutumlarına göre zorlu ve taraflara zarar vererek geçebileceği gibi bunun tam tersi şekilde de geçebilir. Bu süreci en az hasarla atlatabilmek için bizce yapılması en uygun olan, tarafların evlilik aşamasında olduğu kadar boşanma aşamasında da birbirlerine samimi davranmaları ve boşanmanın dünyanın sonu olmadığına kendilerini inandırmalarıdır. Bundan sonra yine de sorunlar yaşanması halinde, boşanmanın gerek hukuki gerekse psikolojik etkilerinden en az hasarla kurtulabilmek için uzman kişilerden destek alınmasının yerinde olacaktır. •Şiddet, zannedildiğinin aksine, yalnızca fiziksel şiddetle sınırlı değildir. Cinsel şiddet ve psikolojik şiddet de günümüzde sıkça görülen şiddet vakaları arasındadır. Bu kapsamda yer alan kanun hükümlerinde, yukarıda belirttiğimiz nedenlerle, çocuklara özgü düzenlemelere yer verilmiştir. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun uyarınca bireysel başvuruları inceleyen bölümler; bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesiyle sınırlı inceleme yaparlar.
Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfus artışının desteklenmesi için düzenlenmiş bir muafiyet olan 1525 sayılı Şose ve Köprüler Kanunu’nun 9. Maddesi[14] hükmü uyarınca muafiyetten yararlanabilmek için en az beş çocuğa sahip olmak gerekmektedir. Böylelikle nüfus artışı, yönlendirici bir vergi kolaylığı ile sağlanmaya çalışılmıştır[15]. Avrupa Birliğine üye ülkelerin büyük bir bölümünde ailelerin korunmasına yönelik en önemli vergi düzenlemeleri, çocuk sayısına ve çalışmayan eş için ev kadınlığı kurumunu özendirici/koruyucu bir tutum şeklinde uygulama alanı bulan vergi indirimlerdir[9]. Buna göre, nüfusun yaşlanması, ekonomik ve sosyal alanda birçok netice doğurmakta, üretim-tüketim, büyümedeki ve işgücü piyasalarındaki düşüşün ve finansal aktivitelerdeki durağan ya da gerileyen seyrin önlenmesi, gelir dağılımı politikası, sosyal güvenlik politikaları, aile politikaları ve sağlık politikaları gibi devletin makro ve uzun vadeli çözümler arz etmesi gereken alanları etkilemektedir. Nüfus ve nüfusun yaş bileşimi işgücü arzını belirleyen temel değişkenlerdir. Bu nedenle, demografik yapıda meydana gelen bir değişim, işgücü arzını, dolayısıyla da işgücü piyasalarını doğrudan etkilemektedir. İşgücü piyasasının koşulları, esas olarak genel ekonomik gelişmelerden etkilenmekte ve henüz başında bulunduğumuz bu yüzyılda, işgücü piyasalarının performansının demografik değişmelerden de artan bir biçimde etkileneceği kuşku götürmez bir gerçektir. Nitekim son yıllarda demografik yapıdaki değişimin yönü, özellikle gelişmiş ülkelerde, nüfusun yaşlanması doğrultusundadır ve bu süreç, bir takım ekonomik ve sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir[5]. Bu kapsamda kumar oynama faaliyetinin serbest meslek kazancı olarak nitelenebilmesi için; oynanan oyunun şanstan ziyade teknik ve uzmanlık gerektirmesi, ticari bir nitelik arz etmemesi ve oynayan yönünden bir meslek haline getirilmesi, yaşamın kumar vasıtasıyla idame ettirilmesi gerekmektedir. Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, paribahis güncel giriş amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır” şeklinde ihdas edilen hükümler ile hem kumar oynamak hem de kumar oynatmak için yer ya da imkân sağlamak yasak faaliyet kapsamına alınmıştır. “Kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.